Bu girdi, Gramsci veya neo-gramscian teori ile dogrudan ilgili degil. Burada yapmak istedigim, uluslararasi iliskiler teorisi uzerine yazilmis birkac kitap uzerinden basit bir-iki karsilastirma yapmak. Bunu yaparken de, temelde, uluslararasi iliskiler teorisi (bundan sonra uit olarak yazacagim.) dersini iki farkli ulkede, iki farkli anlayista ve iki farkli kitaptan almis olmamdan gelen kucuk birikimimi kullanacagim. :)
Ilk uit dersimi Isvec'te yuksek lisansimi yaparken almistim. Isvec'in genel olarak kita avrupasi ekolune yakinliginin yani sira, elestirel teorilerle olan hasir nesirligi de uit dersinin hazirlanmasinda, sunulmasinda ve ders materyallerinin secilmesinde onemli etkilerde bulunmustur denilebilir. Ornegin bu derste biz
Andrew Linklater ve
Scott Burchill'in editorlugunu yaptigi,
Theories of International Relations baslikli kitabi temel kaynak olarak okumustuk. Diger makale, vs. turunden materyaller ise ilave kaynaklardi. Bu kitap oncelikle teoriye ve tabii ki ui teorisine iliskin bazi genel aciklamalarla basliyor; yani teori nedir, ui teorisi nedir, nelerle ugrasir, ui disiplininin kurulusu ve gelisimi hakkinda tarihsel arkaplan bilgileri, vs. veriyor. Daha sonra ise ui alanindaki teorileri tek tek ele alip inceliyor. Kitabin farkliligi ve ozgunlugu de tabii ki ele aldigi teorilerin cesitliliginden kaynaklaniyor. Realism, Liberalism ve Marxism uclemesinin disinda, kitap 5 teoriye daha yer veriyor. Bunlar, English School, Critical Theory, Postmodernism, Constructivism, Feminism ve Green Politics.
Birincisi bircok uit kitabinda bu teorilerin bircoguna rastlayamazsiniz. Ozellikle Green Politics'i ayri bir ui teorisi olarak ele alan giris turunden teori kitaplari bulmak, benim bildigim kadariyla, zordur. Genel giris kitaplari ui teorisine iliskin olarak genellikle uclu bir siniflandirma yaparlar. Bu uclu siniflandirmada Realism ana akim teoridir, Liberalism ondan sonra gelir, Marxism ise elestirel ya da biraz daha uc tabirle radikal olarak nitelendirilir. Bu siniflandirmada teoriler arasinda bir hiyerarsi kurulur ve tabii ki guc dengesi de Realism > Liberalism > Marxism seklinde sunulur.
Bu kitabin ikinci onemli ozelligi ise tam da bu noktada ortaya cikiyor. Kitap, realism'i kose tasi veya ana akim olarak bir tarafta tutup, digerlerini de toplu bir sekilde diger tarafa koymuyor. Yani herhangi bir baska kitapta Realism bir tarafta sunulup, diger tarafta da Critical Theory, Feminism, Green Politics hatta Postmodernism teorilerinin hepsi tek bir baslik altinda, mesela Critical IR Theories, toplanabilir. Su denilebilir ki, bu kitap ise daha ziyade butun teoriler arasinda farkli bir gucler dengesi kurmaya calisiyor. Fakat burada da dikkatlerden kacirilmamasi gereken nokta, kitabin, teoriler arasindaki bu gucler dengesini, Realism karsiti denilebilecek grubun lehine olacak sekilde kurmayi tercih etmesi. Yani bu teorilerin hepsine tek tek ve ayri teoriler olarak deger ve yer verdiginizde tabii ki onlari realism ile esdegerde goruyorsunuz ve okuyucuya da bu imaji, bu zihinsel tasarimi vermeye calisiyorsunuz. Bu da kitabin ve editorlerinin kendi tercihleri tabii ki. Elestirilebilir, ama saygi duymak lazim.
Kitapla ilgili olarak soyleyebilecegim son husus ise Liberalism denilen teorinin, ya da bakis acisinin ismiyle ilgili. Simdilerde daha ziyade liberalism dedigimiz bu bakis acisina oncelerde utopianism ya da idealism deniyordu. (Bkz. E.H. Carr,
The Twenty Years' Crisis) Utopianism ve idealism kavramlari ise tabii ki kendilerinde kucumseyici cagrisimlari barindiriyordu. Linklater ve Burchill'in editorlugunu yaptigi kitap bu anlamda da daha notr denilebilecek olan kavrami, yani Liberalism'i tercih ediyor; bu da olumlu bir durum denilebilir.
Ui teorisi dersini, su anda ikinci kez ve baska bir universitede aliyorum. Temel kaynaklar olarak iki kitabi okuyoruz. Bunlar James E. Dougherty'nin,
Contending Theories of International Relations ve Paul R. Viotti'nin
International Relations Theory baslikli kitaplari.
Viotti'nin kitabi temelde yukarida ifade ettigim uclu ayrima gore kurgulanmis. Teorileri genel cerceveler (images) olarak ele aliyor ve bu baglamda da ui'de uc temel cercevenin oldugunu soyluyor. Bunlar realism, pluralism ve globalism. Realism bildigimiz realism. Pluralism ise liberalism'in yerine kullaniliyor; globalism ise genel olarak marxism'den tureyen teorileri ifade etmek icin kullaniliyor. Bunlar disinda, bu kitabin da basinda genel olarak teori, ui teorisi, ui disiplininin gelisimi hakkinda bilgiler mevcut tabii ki. Ayrica bu uc cerceveden bahsedildikten sonra, bir de normative ui teorisi hakkindaki gelismelerden de bahsedilmis. Kitapta son olarak da ui teorisinin gelecegine iliskin bazi tartismalar yapilmis.
Dougherty'nin kitabinin ise daha ilginc bir yapisi var. Konu basliklari itibariyle daha ziyade realist paradigmanin tartisma konularini iceriyormus gibi gorunuyor; mesela the older theories of conflict and war, microcosmic theories of violent conflict, macrocosmic theories of violent conflict, theories of deterrence, arms control, strategic stability. Fakat bunun yani sira liberalisme iliskin konular da az da olsa var; mesela theories of international cooperation and integration, decision-making theories. Son olarak diger paradigmaya (elestirel teori, marxism ne derseniz deyin) ise sadece bir bolum ayrilmis; bu da international political economy basligi altinda incelenmis. Bu temel kaynaklarin disinda, realist ekolun kurucularindan, hatta kurucusu, Hans Morgenthau'nun klasik eserini, Politics Among Nations, okuyoruz.
Son tahlilde sunlari soyleyebiliriz sanirim. Ui teorisi dersleri, derslerin islenis bicimleri, okutulan materyaller, farkli ui teorisi genel giris kitaplarinin bu teorileri anlatis bicimleri, farkli teorilere yer verisleri ya da vermeyisleri ui teorisi egitiminin onemli belirleyicilerinden. Hangi tur egilimlerin nerede, hangi okullarda daha dominant olacagini etkileyen bircok etken vardir, fakat sonucta bu genel surec icerisinde bu durumdan etkilenen en onemli ogeler tabii ki bizleriz: yani ogrenciler.