Thursday, November 19, 2009

Seminario Internacional Antonio Gramsci


Hello,

Yesterday, I had a conversation with Miguel Angel Herrera Zgaib from National University of Bogota, Colombia. He told me about a conference on Gramsci which they are going to organize soon, and I wanted to announce this on my blog, thinking that it might be interesting for some of the followers. Also, I added some links about Miguel Angel Herrera Zgaib to the Links section on the right side.

Monday, September 7, 2009

Meeting Andreas Bieler in Helsinki

I was in Sweden during the last two weeks. I wanted to have some rest and also read things to relax, that is to say, reading things that are not related with my academic interests. It was a nice 14 days in which I had a good rest, and also was able to finish The Insulted and Humiliated from Dostoevsky.



























Before returning to Istanbul, I decided to make a trip to Helsinki. Although I was traveling between Turkey and Sweden since 2005, I had never been to its eastern neighbor, Finland. While I was making plans about Helsinki, I remembered that Andreas Bieler and Stephen Gill were also there. So, I sat down and sent them an email about my visit, and asked whether they could have time to meet me. Stephen Gill didn't answer, but Andreas Bieler told me that he will be available on Friday. Luckily I found a ticket for Friday, and started to get prepared for the trip.

I arrived in Helsinki on the Friday morning. After walking around the city for some time, I went to Helsinki University, to the Helsinki Collegium for Advanced Studies. Following a short search, I found Andreas Bieler in his room. First, we went to school's cafeteria for a lunch, and after the lunch, we went outside for a walk and took a photo together.

Helsinki trip was nice, but what made it nicer for me was meeting Andreas Bieler. I had the opportunity to discuss with him the thesis project I had in my mind, and also talk about my studies. I also wanted to meet Stephen Gill as well, but he wasn't available. If I had waited until Monday, I could meet him, but unfortunately I had to go back to Sweden. at 5pm in the evening. However, later I received an email from Stephen Gill, and that was something as well. :)

Finally I think it would be useful to remind the readers that Andreas Bieler and Stephen Gill are going to pursue their research in Helsinki during the next year. So, if you ever go to Helsinki during that time, maybe you can drop by and visit them as well. :) For those who are interested, Stephen Gill is going to give a lecture on "The Constitution of Global Capitalism" on September 30, 2009.

Thursday, August 13, 2009

Antonio Gramsci: Bir Devrimcinin Yaşamı

Geçtiğimiz gece Antonio Gramsci'nin biyografisini bitirdim. Genel olarak güzel bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Çevirisi güzel olduğu için de benim için kolay okunan bir kitaptı. Kitaptan Gramsci hakkında bilmediğim birçok şeyi öğrendim, fakat burada geneli de ilgilendirebileceğini düşündüğüm birkaç şeyden bahsetmek istiyorum.


Birincisi, kitabın yazarı Giuseppe Fiori, Gramsci hakkında bilinen bir yanlış anlamayı - ya da daha doğrusu Gramsci hakkında bilinen yanlışlardan birinini - ele alıyor. Buna göre Gramsci'nin ailesinin fakir olduğu ve Gramsci'nin çocukluğunun da fakirlik ve yoksulluk içinde geçtiğine yönelik yanlış bilgiyi/algıyı düzeltmeye çalışıyor. Öncelikle Gramsci'nin ailesinin kökenleri hakkında bilgi veriyor, ki buna göre babası orta düzey bir memurmuş ve annesi de yine orta düzey bir aileden geliyormuş. Buna ilaveten yazar, kardeşi Gennaro'dan Gramsci'nin çocukluğu ile ilgili bilgileri de aktarıyor. Buna göre de Gramsci'nin çocukluğu, babası memurluk görevini kaybedip hapse girene kadar, büyük bir zenginlik içinde değilse bile, görece bir rahatlık içinde geçmiş.

Önemli gördüğüm bir başka husus ise Gramsci'yi ve onun İtalyan komünist hareketi içerisindeki önemini ve yerini anlayabilmek için diğer bazı isimlerin de, örneğin Bordiga, Tasca, Togliatti, vs., bilinmesi gerektiği. Bu kişilerin birbirleriyle olan rekabetleri, çekişmeleri veya birliktelikleri çok ayrıntılı olmasa da kitapta yer buluyor. Burada benim gördüğüm, pratik siyaset alanında Gramsci'nin diğer İtalyan komünist liderlere nazaran aslında daha gerilerde olduğu.

Üçüncü olarak, Gramsci'ye ait olduğunu bildiğim ve blogun sağ üst köşesine de yazdığım sözün (pessimism of the intellect, optimism of the will) aslında Gramsci'ye ait olmadığını öğrendim. Bu söz Romain Rolland adında birine aitmiş, Gramsci de sıkça kullanırmış.

Son olarak da bir noktadan bahsetmeden geçemeyeceğim. Her ne kadar kitabın dili güzel ve rahat okunur olsa da, sunuşun oldukça dramatik olduğunu söyleyebilirim. Tamam Gramsci'nin hayatı kolay bir hayat değildi ve çok sıkıntılar yaşadı, ama kitabın geneline sinmiş dramatik hava o kadar ağır ki, bir süre sonra insan bunun bilerek mi abartıldığını düşünmeden edemiyor.

Kitap hakkında şimdilik söyleyeceklerim bunlar. Daha ileride belki tekrar birşeyler yazarım. Herkese iyi okumalar...

Thursday, August 6, 2009

Biyografiler: Kant, Heidegger ve Gramsci

Bu sıralar kendimi biyografi okumakla meşgul ediyorum, aslında yazmam gereken bir final ödevi olmasına rağmen. Aslında önceden de biyografi okurdum, ama bu daha ziyade elime tek tük biyografi geçtiğinde ve tabii ki pek nadiren olurdu. Bu sıralar ise bu biyografi meselesine epey bir daldım diyebilirim. İlk olarak geçtiğimiz ay Kant'ın İletişim yayınlarından çıkan bir biyografisini (Kant'ın Dünyası) aldım, okumaya başladım ve giderek kendimi kitabın içinde buldum. Kitap Kant'ın hayatını, yaşadığı çevre ile bağlantılı olarak anlatıyor, ama daha da önemlisi, Kant'ı, onun ilgilendiği felsefî sorunlar, okuduğu kitaplar ve dönemin felsefî sorularıyla bağlantılı olarak anlatıyor. Bu anlatımdan da insanın zihninde gerçekten kitabın başlığındaki gibi bir Kant Dünyası belirmeye başlıyor, ki kitabın bunu yapabilmesi de çok hoşuma gitti. :)

Kant'ın biyografisinin bir kısmını okuduktan sonra, birkaç ay önce satın aldığım başka bir biyografiyi okumaya başladım. Bu da Kabalcı yayınlarından çıkan "Bir Alman Üstat: Martin Heidegger" başlıklı biyografiydi. Yapısal olarak Kant'ın biyografisine çok benzemekle birlikte, buradaki felsefî tartışmaların daha yoğun olduğunu ve dönemin felsefî tartışmalarına verilen yerin de daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Bu kitabı daha büyük bir zevkle okudum, çünkü anlattığı felsefî sorunlar ve bu felsefî sorunlarla bir ilişki ve etkileşim içinde Heidegger'in hayatının ilerleyişini, hikâyenin içinde kendimden de pek çok şey bularak ve merakla takip ettim. Fakat bu kitabı da daha sonra devam etmek üzere yarım bıraktım.

Bugün ise İletişim yayınlarına gittim. Bir süredir Dostoyevski ve Tolstoy'un eserlerini almak istiyordum. Bunlara ilave olarak almak istediğim bazı yeni kitaplar da vardı. Bu yeni kitapların başında ise yine bir biyografi vardı: Antonio Gramsci biyografisi. Kitap aslında yeni değil; orjinali 1989 yılında yayınlanmış, fakat Türkçe'si İletişim yayınlarından daha henüz çıktı. (Temmuz 2009). Giuseppe Fiori tarafından yazılmış kitap "Antonio Gramsci: Bir Devrimcinin Yaşamı" başlığını taşıyor. 340 sayfalık kitabın henüz 80'inci sayfasındayım, ama bu ana kadar okuduklarımdan hareketle söyleyebileceklerim şunlar: Birincisi, kitabın çevirisi gayet güzel. Çok rahat okunur bir dile sahip. ikincisi, 80'inci sayfaya kadar geldim, ama Gramsci henüz 20 yaşına gelebildi ve liseyi bitirmek üzere. Dolayısıyla bu ana kadar Gramsci'nin doğduğu Sardunya'da, liseyi okuduğu Cagliari'de ve genel olarak İtalya'da yaşanan siyasal ve toplumsal olaylar anlatıldı. Belki de kitabın bu ana kadar kolay ve hızlı okunabilmesini sağlayn etkenlerden biri de buydu; yani henüz felsefî tartışmalara geçemedik! :) Son olarak da şunu söyleyebilirim: kitap, Gramsci ile ilgilenenler için güzel bir kaynak. Yoğun akademik okumalarınızdan sıkıldığınızda bu tür biyografiler hem dinlendirici, hem de ele aldıkları kişilerin ilginç hayatlarıyla ve fikri maceralarıyla oldukça zihin açıcı oluyorlar. En azından benim için öyle! :)

Wednesday, July 29, 2009

Marx and Hegemony

Last semester, I took a course titled as Continental Political Thought. In that course, we read three of Marx's articles as well which are On the Jewish Question, Theses on Feuerbach ve The German Ideology. In one of the articles, The German Ideology, I came across a paragraph in which Marx was talking about the concept of hegemony, and I thought that it would be useful to add it here. I think it is a good text through which one can develop an idea about the similarities and differences between the Marx's and Gramsci's usage of the concept of hegemony. Actually there are one or two articles which talk about the origins of the concept of hegemony, but I don't remember that they were referring to that paragraph from The German Ideology.

"For each new class which puts itself in the place of one ruling before it, is compelled merely in order to carry through its aim, to represent its interest as the common interest of all the members of society, that is, expressed in ideal form: it has to give its ideas the form of universality, and represent them as the only rational, universally valid ones. The class making a revolution appears from the very start, if only because it is opposed to a classs, not as a class but as the representative of the whole of society; it appears as the whole mass of society confronting the one ruling class. It can do this because, to start with, its interest really is more connected with the common interest of all other non-ruling classes, because under the pressure of hitherto existing conditions its interest has not yet been able to develop as the particular interest of a particular class. Its victory, therefore, benefits also many individuals of the other classes which are not winning a dominant position, but only insofar as it now puts these individuals in a position to raise themselves into the ruling class. When the French bourgeoisie overthrew the power of the aristocracy, it thereby made it possible for many proletarians to raise themselves above the proletariat, but only insofar as they became bourgeois. Every new class, therefore, achieves its hegemony only on a broader basis than that of the class ruling previously, whereas the opposition of the non-ruling class against the new ruling class later develops all the more sharply and profoundly. Both these things determine the fact that the struggle to be waged against this new ruling class, in its turn, aims at a more decided and radical negation of the previous conditions of society than could all previous classes which sought to rule. This whole semblance, that the rule of a certain class is only the rule of certain ideas, comes to a natural end, of course, as soon as class rule in general ceases to be the form in which society is organized, that is to say, as soon as it is no longer necessary to represent a particular interest as general or the 'general interest' as ruling." (p. 174)

Monday, May 18, 2009

Stephen Gill's Website

I received a nice email today. It says that Stephen Gill has started running a personal website. On the website, you can find Gill's biography, a list of his publications and contact information. In addition to these, there is also a News section from which you can read Gill's commentaries about various events.

http://www.stephengill.com/

Friday, April 17, 2009

Antonio Gramsci, Hapishane Defterleri

Today I went to a bookstore and came across a new translation of an old book. The book I am talking about is Gramsci's "Prison Notebooks" - Hapishane Defterleri in Turkish. It was published in Turkish before (Belge Yayinlari, 2003); however I think it ran out of print and was not easily found in the bookstores. Looking from this way, I think it is good that the book is published now by another publisher in Turkey. The name of the company is Aşina Kitaplar which is located in Ankara. They also have a website address. You can access to the book from this link. If you want to buy the book from internet, you can do it from various websites.

I haven't started reading the book yet, therefore I cannot comment on its language and whether the translation is good or not. Apart from the language issue, I should mention that there is a chapter at the beginning of the book, Introduction to Gramsci, that is written by the publishers, I think. Under this title, various important concepts, such as hegemony, war of movement, transformismo, passive revolution, etc., in the Gramscian thought have been briefly explained. Such an introduction chapter, I think, will be very useful for the readers who are going Gramsci for the first time.

Monday, March 23, 2009

Uluslararasi Iliskiler Teorisi Kitaplari

Bu girdi, Gramsci veya neo-gramscian teori ile dogrudan ilgili degil. Burada yapmak istedigim, uluslararasi iliskiler teorisi uzerine yazilmis birkac kitap uzerinden basit bir-iki karsilastirma yapmak. Bunu yaparken de, temelde, uluslararasi iliskiler teorisi (bundan sonra uit olarak yazacagim.) dersini iki farkli ulkede, iki farkli anlayista ve iki farkli kitaptan almis olmamdan gelen kucuk birikimimi kullanacagim. :)

Ilk uit dersimi Isvec'te yuksek lisansimi yaparken almistim. Isvec'in genel olarak kita avrupasi ekolune yakinliginin yani sira, elestirel teorilerle olan hasir nesirligi de uit dersinin hazirlanmasinda, sunulmasinda ve ders materyallerinin secilmesinde onemli etkilerde bulunmustur denilebilir. Ornegin bu derste biz Andrew Linklater ve Scott Burchill'in editorlugunu yaptigi, Theories of International Relations baslikli kitabi temel kaynak olarak okumustuk. Diger makale, vs. turunden materyaller ise ilave kaynaklardi. Bu kitap oncelikle teoriye ve tabii ki ui teorisine iliskin bazi genel aciklamalarla basliyor; yani teori nedir, ui teorisi nedir, nelerle ugrasir, ui disiplininin kurulusu ve gelisimi hakkinda tarihsel arkaplan bilgileri, vs. veriyor. Daha sonra ise ui alanindaki teorileri tek tek ele alip inceliyor. Kitabin farkliligi ve ozgunlugu de tabii ki ele aldigi teorilerin cesitliliginden kaynaklaniyor. Realism, Liberalism ve Marxism uclemesinin disinda, kitap 5 teoriye daha yer veriyor. Bunlar, English School, Critical Theory, Postmodernism, Constructivism, Feminism ve Green Politics.

Birincisi bircok uit kitabinda bu teorilerin bircoguna rastlayamazsiniz. Ozellikle Green Politics'i ayri bir ui teorisi olarak ele alan giris turunden teori kitaplari bulmak, benim bildigim kadariyla, zordur. Genel giris kitaplari ui teorisine iliskin olarak genellikle uclu bir siniflandirma yaparlar. Bu uclu siniflandirmada Realism ana akim teoridir, Liberalism ondan sonra gelir, Marxism ise elestirel ya da biraz daha uc tabirle radikal olarak nitelendirilir. Bu siniflandirmada teoriler arasinda bir hiyerarsi kurulur ve tabii ki guc dengesi de Realism > Liberalism > Marxism seklinde sunulur.

Bu kitabin ikinci onemli ozelligi ise tam da bu noktada ortaya cikiyor. Kitap, realism'i kose tasi veya ana akim olarak bir tarafta tutup, digerlerini de toplu bir sekilde diger tarafa koymuyor. Yani herhangi bir baska kitapta Realism bir tarafta sunulup, diger tarafta da Critical Theory, Feminism, Green Politics hatta Postmodernism teorilerinin hepsi tek bir baslik altinda, mesela Critical IR Theories, toplanabilir. Su denilebilir ki, bu kitap ise daha ziyade butun teoriler arasinda farkli bir gucler dengesi kurmaya calisiyor. Fakat burada da dikkatlerden kacirilmamasi gereken nokta, kitabin, teoriler arasindaki bu gucler dengesini, Realism karsiti denilebilecek grubun lehine olacak sekilde kurmayi tercih etmesi. Yani bu teorilerin hepsine tek tek ve ayri teoriler olarak deger ve yer verdiginizde tabii ki onlari realism ile esdegerde goruyorsunuz ve okuyucuya da bu imaji, bu zihinsel tasarimi vermeye calisiyorsunuz. Bu da kitabin ve editorlerinin kendi tercihleri tabii ki. Elestirilebilir, ama saygi duymak lazim.

Kitapla ilgili olarak soyleyebilecegim son husus ise Liberalism denilen teorinin, ya da bakis acisinin ismiyle ilgili. Simdilerde daha ziyade liberalism dedigimiz bu bakis acisina oncelerde utopianism ya da idealism deniyordu. (Bkz. E.H. Carr, The Twenty Years' Crisis) Utopianism ve idealism kavramlari ise tabii ki kendilerinde kucumseyici cagrisimlari barindiriyordu. Linklater ve Burchill'in editorlugunu yaptigi kitap bu anlamda da daha notr denilebilecek olan kavrami, yani Liberalism'i tercih ediyor; bu da olumlu bir durum denilebilir.

Ui teorisi dersini, su anda ikinci kez ve baska bir universitede aliyorum. Temel kaynaklar olarak iki kitabi okuyoruz. Bunlar James E. Dougherty'nin, Contending Theories of International Relations ve Paul R. Viotti'nin International Relations Theory baslikli kitaplari.

Viotti'nin kitabi temelde yukarida ifade ettigim uclu ayrima gore kurgulanmis. Teorileri genel cerceveler (images) olarak ele aliyor ve bu baglamda da ui'de uc temel cercevenin oldugunu soyluyor. Bunlar realism, pluralism ve globalism. Realism bildigimiz realism. Pluralism ise liberalism'in yerine kullaniliyor; globalism ise genel olarak marxism'den tureyen teorileri ifade etmek icin kullaniliyor. Bunlar disinda, bu kitabin da basinda genel olarak teori, ui teorisi, ui disiplininin gelisimi hakkinda bilgiler mevcut tabii ki. Ayrica bu uc cerceveden bahsedildikten sonra, bir de normative ui teorisi hakkindaki gelismelerden de bahsedilmis. Kitapta son olarak da ui teorisinin gelecegine iliskin bazi tartismalar yapilmis.

Dougherty'nin kitabinin ise daha ilginc bir yapisi var. Konu basliklari itibariyle daha ziyade realist paradigmanin tartisma konularini iceriyormus gibi gorunuyor; mesela the older theories of conflict and war, microcosmic theories of violent conflict, macrocosmic theories of violent conflict, theories of deterrence, arms control, strategic stability. Fakat bunun yani sira liberalisme iliskin konular da az da olsa var; mesela theories of international cooperation and integration, decision-making theories. Son olarak diger paradigmaya (elestirel teori, marxism ne derseniz deyin) ise sadece bir bolum ayrilmis; bu da international political economy basligi altinda incelenmis. Bu temel kaynaklarin disinda, realist ekolun kurucularindan, hatta kurucusu, Hans Morgenthau'nun klasik eserini, Politics Among Nations, okuyoruz.

Son tahlilde sunlari soyleyebiliriz sanirim. Ui teorisi dersleri, derslerin islenis bicimleri, okutulan materyaller, farkli ui teorisi genel giris kitaplarinin bu teorileri anlatis bicimleri, farkli teorilere yer verisleri ya da vermeyisleri ui teorisi egitiminin onemli belirleyicilerinden. Hangi tur egilimlerin nerede, hangi okullarda daha dominant olacagini etkileyen bircok etken vardir, fakat sonucta bu genel surec icerisinde bu durumdan etkilenen en onemli ogeler tabii ki bizleriz: yani ogrenciler.

Friday, January 16, 2009

International Gramsci Journal


Hello Everyone,

International Gramsci Journal has just published its first volume. In the "Articles" section of the Journal, there are in total five articles. Four of them are in English, and the other one is in Spanish. You can access to the articles through the links below.

Number 1 - 2008

1) Obituary for John Cammett: Organic Intellectual
Alastair Davidson

2) Gramsci, Class and Post-Marxism
Mike Donaldson

3) Contribuciones De Gramsci Al Cambio Social En Chile: De La Declinación De La Ideología Pos Moderna A La Re-Emergencia De La Izquierda
Rene Leal Hurtado

4) Antonio Gramsci and Fund of Knowledge: Organic Ethnographers of Knowledge in Workers' Centres
Joseph P. Zanoni

5) Security Intelligence and Left Intellectuals: Australia, 1970
Rowan Cahill

Book Reviews

1) Hegemony and Education. Gramsci, Post-Marxism and Radical Democracy Revisited Deb J. Hill, Lexington Books, Rowman and Littlefield Publishers Inc, Lanham, Boulder, New York, Toronto, Plymouth, 2007

2) Del Gobierno del Pueblo a la Rebelión Popular: Historia del Partido Comunista 1970–1990. Francisco Herreros, Editorial Siglo xxi, Santiago, Chile, 2005.

Friday, January 9, 2009

New Links

I added three new links to the "Links" section.

The first one is Gramsci Bibliography. From the search engine on this website, you can find information about everything that is written on Gramsci.

The second one is a website from Argentina. I think it's about how Gramsci and his thoughts are utilized in Argentina.

The third one is a personal blog, which belongs to Pedro de Marinho.