Saturday, June 21, 2008

ODTÜ'de Konferans: Kees van der Pijl

Merhaba...

ODTÜ'deki konferansa gitmeyi planladığımı daha önceden yazmıştım. Dinlemeyi düşündüğüm 3-4 hoca vardı, fakat ne yazık ki diğer bazı acil işlerim dolayısıyla dinlemek istediğim hocalardan sadece birini dinleyebildim: Kees van der Pijl.

Van der Pijl Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya çerçevesinde küresel rekabete ilişkin olarak bir sunum yaptı. Sunumun giriş kısmı, ki epey uzundu aslında, daha ziyade Van der Pijl'in kendi bakış açısını ve teorik kavramlarını - Lockeian State, Hobbesian State, Contender State, Hegemony vs. - kullanarak kapitalist dünya-sistemin ortaya çıkışını ve gelişimini anlatmasıyla geçti. Burada Van der Pijl kısaca bu tarihsel süreci anlattı ve meseleyi günümüze getirmeye çalıştı diyebiliriz. Günümüzün contender state'leri olarak Rusya ve Çin'den bahseden Pijl, bu ülkelerin katılımına bağlı olarak Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya çerçevesinde yoğunlaşarak artan küresel rekabetten bahsetti.

Sunumunun sonunda, yeni dönemdeki hegemonyanın türünden bahsederken bir ayrıma gitti ve hegemonyayı iki farklı şekilde tanımladı. Birinci tür hegemonya olarak, Gramscian anlamda hepimizin bildiği rıza ve baskı bileşkesinden oluşan hegemonya türünden bahsedebileceğimizi söyledi, fakat buna ek olarak bir de korkuya dayalı hegemonyadan bahsetti. Bu ikinci hegemonya kavramı, daha sonra dinleyicilerden birisi tarafından soru-cevap kısmında eleştirildi, çünkü soruyu soran kişi korkuya dayalı bir yönetimi hegemonya olarak nitelendiremeyeceğimizi düşünüyordu. Bu eleştirisine ben de katıldım açıkçası. Van der Pijl ise bu ayrımı asıl olarak 11 Eylül sonrası dünyada ABD'nin yönetimi ile ilişkilendirmek için yaptı. Pijl'e göre, 11 Eylül sonrası dönem, eskiden farklı olarak, ABD tarafından korkuya dayalı olarak sürdürülen yeni bir hegemonik düzeni ifade ediyordu. Bu bağlamda da Pijl, pek de beklemediğim bir şekilde, 11 Eylül'ü bu korkuya dayalı hegemonik düzene ilginç bir şekilde bağladı ve 11 Eylül'ün bu düzenin kurulabilmesinde ABD'ye imkân sağlamış olduğunu söyledi. Bu çerçevede de, 11 Eylül'ün "düzmece" olduğuna yönelik komplo teorilerinin pek de yabana atılmaması gerektiğini ifade etti. Bu görüşü, soru-cevap kısmında Alex Callinicos tarafından hemen eleştirildi.

Sunum sonrasında ben de Van der Pijl'in yanına gittim ve tanıştım. Beklediğim gibi biri çıktı diyebilirim. Biraz doktoradan, Sussex'ten ve çalışmayı düşündüğüm konudan bahsettik. On dakika kadar bir konuşmadan sonra ayrıldık.

No comments: