Thursday, August 13, 2009

Antonio Gramsci: Bir Devrimcinin Yaşamı

Geçtiğimiz gece Antonio Gramsci'nin biyografisini bitirdim. Genel olarak güzel bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Çevirisi güzel olduğu için de benim için kolay okunan bir kitaptı. Kitaptan Gramsci hakkında bilmediğim birçok şeyi öğrendim, fakat burada geneli de ilgilendirebileceğini düşündüğüm birkaç şeyden bahsetmek istiyorum.


Birincisi, kitabın yazarı Giuseppe Fiori, Gramsci hakkında bilinen bir yanlış anlamayı - ya da daha doğrusu Gramsci hakkında bilinen yanlışlardan birinini - ele alıyor. Buna göre Gramsci'nin ailesinin fakir olduğu ve Gramsci'nin çocukluğunun da fakirlik ve yoksulluk içinde geçtiğine yönelik yanlış bilgiyi/algıyı düzeltmeye çalışıyor. Öncelikle Gramsci'nin ailesinin kökenleri hakkında bilgi veriyor, ki buna göre babası orta düzey bir memurmuş ve annesi de yine orta düzey bir aileden geliyormuş. Buna ilaveten yazar, kardeşi Gennaro'dan Gramsci'nin çocukluğu ile ilgili bilgileri de aktarıyor. Buna göre de Gramsci'nin çocukluğu, babası memurluk görevini kaybedip hapse girene kadar, büyük bir zenginlik içinde değilse bile, görece bir rahatlık içinde geçmiş.

Önemli gördüğüm bir başka husus ise Gramsci'yi ve onun İtalyan komünist hareketi içerisindeki önemini ve yerini anlayabilmek için diğer bazı isimlerin de, örneğin Bordiga, Tasca, Togliatti, vs., bilinmesi gerektiği. Bu kişilerin birbirleriyle olan rekabetleri, çekişmeleri veya birliktelikleri çok ayrıntılı olmasa da kitapta yer buluyor. Burada benim gördüğüm, pratik siyaset alanında Gramsci'nin diğer İtalyan komünist liderlere nazaran aslında daha gerilerde olduğu.

Üçüncü olarak, Gramsci'ye ait olduğunu bildiğim ve blogun sağ üst köşesine de yazdığım sözün (pessimism of the intellect, optimism of the will) aslında Gramsci'ye ait olmadığını öğrendim. Bu söz Romain Rolland adında birine aitmiş, Gramsci de sıkça kullanırmış.

Son olarak da bir noktadan bahsetmeden geçemeyeceğim. Her ne kadar kitabın dili güzel ve rahat okunur olsa da, sunuşun oldukça dramatik olduğunu söyleyebilirim. Tamam Gramsci'nin hayatı kolay bir hayat değildi ve çok sıkıntılar yaşadı, ama kitabın geneline sinmiş dramatik hava o kadar ağır ki, bir süre sonra insan bunun bilerek mi abartıldığını düşünmeden edemiyor.

Kitap hakkında şimdilik söyleyeceklerim bunlar. Daha ileride belki tekrar birşeyler yazarım. Herkese iyi okumalar...

Thursday, August 6, 2009

Biyografiler: Kant, Heidegger ve Gramsci

Bu sıralar kendimi biyografi okumakla meşgul ediyorum, aslında yazmam gereken bir final ödevi olmasına rağmen. Aslında önceden de biyografi okurdum, ama bu daha ziyade elime tek tük biyografi geçtiğinde ve tabii ki pek nadiren olurdu. Bu sıralar ise bu biyografi meselesine epey bir daldım diyebilirim. İlk olarak geçtiğimiz ay Kant'ın İletişim yayınlarından çıkan bir biyografisini (Kant'ın Dünyası) aldım, okumaya başladım ve giderek kendimi kitabın içinde buldum. Kitap Kant'ın hayatını, yaşadığı çevre ile bağlantılı olarak anlatıyor, ama daha da önemlisi, Kant'ı, onun ilgilendiği felsefî sorunlar, okuduğu kitaplar ve dönemin felsefî sorularıyla bağlantılı olarak anlatıyor. Bu anlatımdan da insanın zihninde gerçekten kitabın başlığındaki gibi bir Kant Dünyası belirmeye başlıyor, ki kitabın bunu yapabilmesi de çok hoşuma gitti. :)

Kant'ın biyografisinin bir kısmını okuduktan sonra, birkaç ay önce satın aldığım başka bir biyografiyi okumaya başladım. Bu da Kabalcı yayınlarından çıkan "Bir Alman Üstat: Martin Heidegger" başlıklı biyografiydi. Yapısal olarak Kant'ın biyografisine çok benzemekle birlikte, buradaki felsefî tartışmaların daha yoğun olduğunu ve dönemin felsefî tartışmalarına verilen yerin de daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Bu kitabı daha büyük bir zevkle okudum, çünkü anlattığı felsefî sorunlar ve bu felsefî sorunlarla bir ilişki ve etkileşim içinde Heidegger'in hayatının ilerleyişini, hikâyenin içinde kendimden de pek çok şey bularak ve merakla takip ettim. Fakat bu kitabı da daha sonra devam etmek üzere yarım bıraktım.

Bugün ise İletişim yayınlarına gittim. Bir süredir Dostoyevski ve Tolstoy'un eserlerini almak istiyordum. Bunlara ilave olarak almak istediğim bazı yeni kitaplar da vardı. Bu yeni kitapların başında ise yine bir biyografi vardı: Antonio Gramsci biyografisi. Kitap aslında yeni değil; orjinali 1989 yılında yayınlanmış, fakat Türkçe'si İletişim yayınlarından daha henüz çıktı. (Temmuz 2009). Giuseppe Fiori tarafından yazılmış kitap "Antonio Gramsci: Bir Devrimcinin Yaşamı" başlığını taşıyor. 340 sayfalık kitabın henüz 80'inci sayfasındayım, ama bu ana kadar okuduklarımdan hareketle söyleyebileceklerim şunlar: Birincisi, kitabın çevirisi gayet güzel. Çok rahat okunur bir dile sahip. ikincisi, 80'inci sayfaya kadar geldim, ama Gramsci henüz 20 yaşına gelebildi ve liseyi bitirmek üzere. Dolayısıyla bu ana kadar Gramsci'nin doğduğu Sardunya'da, liseyi okuduğu Cagliari'de ve genel olarak İtalya'da yaşanan siyasal ve toplumsal olaylar anlatıldı. Belki de kitabın bu ana kadar kolay ve hızlı okunabilmesini sağlayn etkenlerden biri de buydu; yani henüz felsefî tartışmalara geçemedik! :) Son olarak da şunu söyleyebilirim: kitap, Gramsci ile ilgilenenler için güzel bir kaynak. Yoğun akademik okumalarınızdan sıkıldığınızda bu tür biyografiler hem dinlendirici, hem de ele aldıkları kişilerin ilginç hayatlarıyla ve fikri maceralarıyla oldukça zihin açıcı oluyorlar. En azından benim için öyle! :)