Geçtiğimiz gece Antonio Gramsci'nin biyografisini bitirdim. Genel olarak güzel bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Çevirisi güzel olduğu için de benim için kolay okunan bir kitaptı. Kitaptan Gramsci hakkında bilmediğim birçok şeyi öğrendim, fakat burada geneli de ilgilendirebileceğini düşündüğüm birkaç şeyden bahsetmek istiyorum.
Birincisi, kitabın yazarı Giuseppe Fiori, Gramsci hakkında bilinen bir yanlış anlamayı - ya da daha doğrusu Gramsci hakkında bilinen yanlışlardan birinini - ele alıyor. Buna göre Gramsci'nin ailesinin fakir olduğu ve Gramsci'nin çocukluğunun da fakirlik ve yoksulluk içinde geçtiğine yönelik yanlış bilgiyi/algıyı düzeltmeye çalışıyor. Öncelikle Gramsci'nin ailesinin kökenleri hakkında bilgi veriyor, ki buna göre babası orta düzey bir memurmuş ve annesi de yine orta düzey bir aileden geliyormuş. Buna ilaveten yazar, kardeşi Gennaro'dan Gramsci'nin çocukluğu ile ilgili bilgileri de aktarıyor. Buna göre de Gramsci'nin çocukluğu, babası memurluk görevini kaybedip hapse girene kadar, büyük bir zenginlik içinde değilse bile, görece bir rahatlık içinde geçmiş.
Önemli gördüğüm bir başka husus ise Gramsci'yi ve onun İtalyan komünist hareketi içerisindeki önemini ve yerini anlayabilmek için diğer bazı isimlerin de, örneğin Bordiga, Tasca, Togliatti, vs., bilinmesi gerektiği. Bu kişilerin birbirleriyle olan rekabetleri, çekişmeleri veya birliktelikleri çok ayrıntılı olmasa da kitapta yer buluyor. Burada benim gördüğüm, pratik siyaset alanında Gramsci'nin diğer İtalyan komünist liderlere nazaran aslında daha gerilerde olduğu.
Üçüncü olarak, Gramsci'ye ait olduğunu bildiğim ve blogun sağ üst köşesine de yazdığım sözün (pessimism of the intellect, optimism of the will) aslında Gramsci'ye ait olmadığını öğrendim. Bu söz Romain Rolland adında birine aitmiş, Gramsci de sıkça kullanırmış.
Son olarak da bir noktadan bahsetmeden geçemeyeceğim. Her ne kadar kitabın dili güzel ve rahat okunur olsa da, sunuşun oldukça dramatik olduğunu söyleyebilirim. Tamam Gramsci'nin hayatı kolay bir hayat değildi ve çok sıkıntılar yaşadı, ama kitabın geneline sinmiş dramatik hava o kadar ağır ki, bir süre sonra insan bunun bilerek mi abartıldığını düşünmeden edemiyor.
Kitap hakkında şimdilik söyleyeceklerim bunlar. Daha ileride belki tekrar birşeyler yazarım. Herkese iyi okumalar...